İlki 2003 Aralık ayında, devamı takip eden "kış"larda olmak üzere, beş kez gittim Brezilya'ya. Turkiye de soğuk karlı günler yaşanırken samba eşliginde yazın tadını çıkarmaya kimse hayır diyemez sanırım. 2008 başında 3 aylığına gittiğimde gezi notları tutmuştum.
RIO'YA VARIS
Paris -Rio arasindaki akatarmasiz yaklasik 12 saatlik Air France ucusunu tamamlayip Rio Galleao (GIG) uluslararasi havalanina indigimizde tarih 3 Aralik 2007'yi saat ise;8.30 u gosteriyordu. (Bu mevsimde Rio ile Turkiye arasinda 4 saat fark var)
Once Izmir -istanbul arasindaki 50 dk. sonra Istanbul -Paris arasindaki 4 saatlik ucusu da eklersek yaklasik 17 saati havada gecirmistim. Bazilari icin dayanilmayacak kadar uzun gorunen bu sure benim icin artik coktan hayatin normalleri arasina girmisti. Zira bu Rio'ya ilkini Nail ve Yusuf ile 2004 Ocak ayinda yaptigimiz ucuslarin dorduncusuydu. Ancak bu kez bir fark vardi ve ilk kez tek basima geliyordum, ustelik oldukca uzun sayilacak bir sure, 3 ay kalacaktim. Bu seferki amacim bir turist olarak degil bir Carioca'li (Rio'lulara verilen isim) gibi yasamakti. Bir diger amacim da fotograflar esliginde tutacagim gezi notlari ile Rio ve Brezilya'yi taintmak, ayrica buraya gelecek olanlara gunluk hayattan kesitler sunmak olacakti. Daha onceki yurt disi gezilerinde hic not tutmadigimdan seyahatlerimi bilen pek cok arkadasim "gittigin yerleri yazda bizde faydalanalim" diyordu. Bu kez hem onlara kulak asacak hem de kendime yeni bir alan yaratacaktim.
Once Izmir -istanbul arasindaki 50 dk. sonra Istanbul -Paris arasindaki 4 saatlik ucusu da eklersek yaklasik 17 saati havada gecirmistim. Bazilari icin dayanilmayacak kadar uzun gorunen bu sure benim icin artik coktan hayatin normalleri arasina girmisti. Zira bu Rio'ya ilkini Nail ve Yusuf ile 2004 Ocak ayinda yaptigimiz ucuslarin dorduncusuydu. Ancak bu kez bir fark vardi ve ilk kez tek basima geliyordum, ustelik oldukca uzun sayilacak bir sure, 3 ay kalacaktim. Bu seferki amacim bir turist olarak degil bir Carioca'li (Rio'lulara verilen isim) gibi yasamakti. Bir diger amacim da fotograflar esliginde tutacagim gezi notlari ile Rio ve Brezilya'yi taintmak, ayrica buraya gelecek olanlara gunluk hayattan kesitler sunmak olacakti. Daha onceki yurt disi gezilerinde hic not tutmadigimdan seyahatlerimi bilen pek cok arkadasim "gittigin yerleri yazda bizde faydalanalim" diyordu. Bu kez hem onlara kulak asacak hem de kendime yeni bir alan yaratacaktim.
Ucagi alana baglayan kopruden indigimde tanidik sicak ve nemli Rio havasi kendini hissettirerek yuzumu yaladi. Bir de tropikal bolgelerle kismen uzak doguda karsilasilan kendine ozgu kokusuyu hissedince iyice ayildim ve pasaport kuyrugunun yolunu tuttum. Brezilya vatandaslari herhangi bir isleme gerek kalmaksizin sedace pasaportlarini gostrerek iceri gecerken, biz yabancilar kuyrugun tadini cikarmaya basladik !.
Cunku burada hic bir seyin aceleye gelmedigini zamanla ogrenmistim. Pasaport gorevlileri onlerinde kuyrukta bekleyen yuzlerce insana ragmen hic istiflerini bozmadan rahat ve sakin davranislari ile tak tak.. diye giris damgalarini basiyorlardi. T C vatandaslari vizesiz Brezilya'da 3 ay kalabiliyor. Isteyene ulke icinde bir 3 ay daha uzatma izni almak mumkun. Ya da daha fazla kalmak isteyenler Uruguay, Arjantin,Vevezuella, Ekvador,Sili, Kolombiya gibi vize isetemeyen komsu ulkere uc ayda bir giris cikis yaparak tekrar Brezilya ya donebilirler. Kalmak istiyene engel yok yani.
Havalanindan bir taksiye atlayip dogruca Demir Goknel ile bulusacagim Copacabana bolgesine hareket ettim. Rio da turizm acentaligi yapan Demir ve Volkan ile ilk kez sozunu ettigim uc kisilik gezide tanismistik. Her iksi de uzun zamanden beri burada yasiyorlar.
Neyse Demir ile ofiste bulustuktan sonra benim icin 1.5 ayligina kiraladigi evi gidip gorduk ve anahtari teslim aldim. Alel acele valizden yazliklari cikarip hemen ustumu degistirdim. Sortumu, tisortumu ve sandaletlerimi giyip solugu her daim taze tropikal meyve sulari satan dukkanlardan birisinde aldim. Bu meyve sulari da ayri bir bagimlilik yaratiyor ya neyse. Onlarca cesit tropikal meyveden taze taze yapilan ve fiyatlari oldukca makul (3 Real-yaklasik 2 YTL) bu meyve sularindan burda kaldigim her giun en az bir-iki kez iciyorum. Deneye deneye en cok sevdiigimi buluyorum.Bunlarin prtekizce adlarini daha sonra ayrintilari ogrenip yacacagim. Cunku hala adlarini karistiriyorum. Bazilarinin Turkce karsiliginin ne oldugunu ogrenmek istedigimde aldigim yanit kita degistirdigimi hatirlatti bana. "Turkce de adlari yok ki... bunlar buralara ait meyveler."
COPACABANA Rio'nun dunyaca en meshur bolgesinin adi. BARRA 'dan baslayan LEME de biten kilometrelerce uzunluktaki sahil seridi ve plajlarin orta bolgesinde bulunuyor.Genis ve uzun caddelerin alt tarafinda gene cok uzun ve genis ince kumlu plajlar, ust tarafinda ise blok blok apartmanlar var. Tarihi yapilara rastlamak olasi degil. Copacabana'nin sol tarafinda gene cok meshur IPENAMA ve LEBLON bolgeleri var. Orayi takip edince de BARRA ya ulasiliyor.Cok sayida otelin bulundugu Copacabana ve Ipanema turistlerin en cok tercih edip kaldigi bolgeler. Gunlukten baslayan aylara uzanan surelerde ev kiralamak ta mumkun. Otelden daha ucuza geliyor.Ayrica bolgede hostel ve pansiyonlar da var.
Kaldigim ev Copacabana daki ana cadde AVENIDA ATALANTICA'nin bir ust paralelindeki A.NOSSA SENHORA caddesinde. Demirlerin ofisi ile arasi 100 mt. Plaja yuruyerek 5 dk.da gidiyorum. Zaten gunun her saatinde ve her tarafta mayolu ve yari ciplak insanlar dolasiyor. Ilk geldigimizde sehir merkezinde binalarin arasinda boyle ciplak dolasanlari gorunce sasirmistik. Oysa hicte yadirganacak yani olmadigini, bunun Rio ya ait bir ozellik oldugunu daha sonra anlayacaktik. 6 milyonluk Rio brezilya'nin diger sehirlerden farkli ozellikleri var, Uzun donem baskentlik yapmis. Brezilya'nin en buyuk sehri ise SAO POILO dur. 10 milyonu askin nufuslu sanayi ve ticaret merkezi (sahili olmayan) SAO POLO'da hayat is yasami geregi cok daha hizli akmakta. Paranin ve modanin merkezi burasi olmakla beraber Rio ile arasinda hep bir cekisme var. Rio'lular yani Carioca'lilar ise cok fazla para ve calisma hirsi tasimadan, telasa gerek duymaksizin, aheste aheste yasamayi tercih ediyorlar. Kravatli insan gormek icin cok aramaniz lazim, zira onlari ancak sehrin merkezindeki isyerleri civarinda gorebilisiniz. Rio hakkinda oldukca ayrintili aciklamalar ingilizce olarak http://www.ipanema.com sitesinde mevcut.
Rio'ya gelmeden once biraz Portekizce calismaya baslamistim. Izmirde yasayan Portekiz'li 'Joana' isimli birisinden dersler aldim. Ancak hemen bastan soylemem gerekir ki; bazi grammer kurallari dahil Portekiz portekizcesi ile Brezilya portekizcesi arasinda ciddi farkliliklar var.Gelmeden ogrendiklerim kagit uzerindeki bilgilerdi ve grammer agirlikliydi. Gunluk hayata dalinca baslangicta hic kimseyi hic birseyi anlamadim. Kelimenin anlamini bilmek bir yana agizdan cikanlari telafuz bile edemiyordum. Gunler gectikce derdimi anlatamaya basladigim gibi soylenenlerin telafuzunu bile ayirt etmeye basladim. Gerci ben konusunca gulenlerin sayisinin fazlaligi dikkatimi cekmiyor degil ama, olsun azimliyim. Boyle giderse donuste epey hem de dogru telefuzla konusuyor olurum.
BREZILYA BILGILERI
Gunluk hayata iliskin bilgiler ve gozlemlerden once Brezilya bilgilerinden kisaca soz etmekte fayda var. Merhaba Brezilya sitesinin yanisira Brezilya nin Ankara buyuk elciliginin web sayfasinda konuya iliskin Turkce aciklamalar var. Http://www.brasembancara.org/tr/Defaulttr.htm Kabaca verilen bilgilere gore; 8.511.965 km2 lik alani ile cografi olarak dunyanin 5.buyuk ilkesi. Turkiye'nin yaklasik 11 kati buyukugunde. Atlantik okyanusu sahiline 7300 km .lik siniri var. Turkiye nin en dogusu ile en batisi arasindaki mesafenin 1700 km . dolayinda oldugunu dusunulurse 7300 km. sahil seridinden soz etmenin sadece dile kolay geldigi anlasilir. Dogu ile batisi arasindaki mesafe 4326 km , Kuzey ile Guney arasi ise 4320 km . Guney Amerika kitasinda toplam 11 devlet olmasina ragmen Brezilya tek basina Guney Amerika'nin yarisini olusturmakta. Gene cografi alanin 9/10 u ekvator ile tropikal oglak donencesinde bulunuyor. Portekizliler 1500 yilinda burayi kesfedince somurgelestirmisler. Napolyon'un Portekiz'i isgal ettigi donemlerde Portekiz kraliyet ailesi Brezilya'ya kacmis sonra isgal bitince ulkelerine donmusler. Brezilya, 1822 yilinda bagimsizligina kavustugunda Portekiz kralinin oglu I.Pedro Brezilya da genel vali iimis. Kral ile yonetim anlasmazligina dusunce bagimsizlikla birlikte ulkenin ilk imparatoru olmus. 9 yil gibi kisa bir sure sonra tahtini cok zeki ve ongorulu olan oglu II PEDRO 'ya birakmis. II.Pedro'da 1889 yilinda ilan edilen cumhuriyete kadar ulkeyi ikince vesonuncu imparator olarak yonetmis. 1970 li yillarda baslayan askeri militarist yonetimlerden sonra 1984 yilinda sivil hayata ve domokrasiye gecip nefes almislar. 2002 yilindan beri devlet baskani olan solcu LULA DA SILVA liderliginde ulkede yeniden bir yapilanma baslamis. Ozellikle gelir dagilimi arasindaki korkunc acigi kapamak ve yoksullukla mucadele etmek konusunda planli sosyal ve ekonomik programlar uygulamayi hedeflemisler. Dunyanin en buyuk 7. ekonomosine sahip ilkenin su anda dis borcu olmadigi gibi, ekonomisi dis ticaret fazlasi veriyor.
Ancak yuzyillara dayanan yoksulluk o kadar derin ve gelir dagilim arasindaki esitsizlik o kadar cok ki kapatmak hicte kolay degil. Iklimin ve dansin etkisi ile calisma hayatinda cok fazla bir dinamizm yok.Ulkeye gelen toplam turist sayisi Istanbul'a gelenden az. Bizim 1970 li yillarin turizmdeki hizmet sektorune benzer bir durum var. Bankalarda doviz hesabi acmak yasak. Aslinda ulkenin petrol.dogal gaz ve yer alti kaynaklari dahil cok yuksek bir potansiyeli olmasina karsin bunlar rasyonel bicimde kullanilmamis. Son donemlerde ataga kalkmis durumdalar. 3;5 yil once 1 $ = 3.5 Real iken simdi
1 $ = 1.75 Real olmus. O zaman kur farki nedeni ile her sey cok ucuz gelirken simdi ise pahali geliyor. Ortalama isci ucreti bizdeki asgari ucret gibi. 400 YTL civarinda. Daha dusuk alan da var. Aslinda bu yonu ile bakildiginda Turkiye'de de yoksulligun cok yaygin oldugu ve buna paralel dehset verici bir gelir adaletsizligi oldugu daha iyi gorunuyor. Brezilya nin farki bunun gorunur olmasi. Turkiye de ise yoksulluk gizlenmis durumda. Ornegin kimsesiz, evsiz barksizlarin yada tinerci cocuklarin sehrin en islek ve gosterisli caddeleri uzerinde uyumalarina izin verilmez. Burda en azindan gordugum kadariyla boyle bir kisitlama yok.
Eyalet sistemi ile yonetilen ve 26 eyalet/bolgesi olan ulkenin nufusu bu yilki verilere gore: 183 milyon.
Rio gibi Sao Polo da kendi basina bir eyalet olup ikisi de kendi eyaletinin baskenti. Ulkenin tarihsel ve kulturel dokusu ile meshur kuzey dogusundaki BAHIA eyaleti ise; yerel yasam ve mimarinin daha belirgin oldugu bambaska renkler sunuyor. Salvador, Recife, Natal, Fortaleza gibi sehirlerin bulundugu bolgeyi 15 Ocaktan itibaren dolasmaya baslayacgim. Kuzeyde amazon ormanlarinin bulundugu MANAUS bolgesi ise tipik yerli halkin (indian) yogun yasadigi yerler. Nail ve Yusuf ile ilk gelisimizde bu bolgeyede gitmis ve oldukca etkilenmistik. 800 km uzunlugundaki amazon nehri uzerinde, kollarin birlesim noktalarinda, suyun renklerin birbirine karismadigini gormek ise buyuleyiciydi. Amazonun vahsi dogasini ve kokusunu hissetmek, hic tanimadigimiz sesleri duymak bizde bambaska duygulara yol acmisti.
Brezilya; kendi halinde,bariscil, samimi, guzel ve sevecen insanlarin ulkesi. Yoksul insanlar, tum yoksulluklarina ragmen hayat enerjisi tasiyorlar. Muzik, ozellikle samba esliginde nerede olurlarsa olsunlar hemen dansa baslayip eglenebiliyorlar. Tesekkur etmek cok yaygin bir aliskanlik. Tesekkur anlamina gelen "Obrigado/a" kelimesini adim basi duyuyoir insan. Tarihleri boyunca (bir kez Paraguay'la olani haric) hic savasmamislar.Kimse kimsenin yasmina mudahale etmiyor, buyuk bir hosgoru var. Irklar harmonisi bir ulke. Siyah irktan olanlarin sayisinin fazlaligina karsin her irktan insan baris icinde bir arada yasiyor. Bir cok irkin karisimindan olusumus melez renkler ayrica goze carpiyor. Uzakdogulu Brezilyalilari gormek ise ayri bir surpriz. 1910 yilinda bir milyon civarinda Japon ve diger uzak dogudan insan bu kitaya gelip yerlesmis. Zaman icinde yerli halka evlenerek cogalinca ortaya degisik bir irk cikmis. Daha bebeklik veya cocukluktan itibaren irklar bir arada baris icinde yaasadiklarindan digerinin rengini veya irkini farkli olarak algilamiyorlar. Diger irktakiler de kendilerinden biri. Digerini farkli kilmak icin once onu ayirt etmek,ayrik tutmak gerekir.
Brezilyalilar icin futbol neredeyse her sey demek. Plajlarda sokaklarda coluk cocuk binlerce insan inanilmaz artistik hareketlerle futbol oynuyor. Topa o kadar hakimler ki, siradan futbol oynayan herhangi biri bile saatlerce topu sektirmeden vucudunda tutabiliyor. El degmeden voleybol oynamalari ise ayrica ilginc. Plajlarda standart boyutlaradaki oleybol sahasinda ikiser kisiden oluslan kizli erkekli takimlar, el degmeden ayak, kafa, gogus, omuz gibi vucudun diger bolgeleri ile saatlerce mac yapiyorlar. Butun bunyeleri ile topa bu kadar hakim bir toplumun dunya sampiyonu olmamasi zaten abes olurdu.
Burada en cok hosuma giden sey;.kimsenin baskasinin hayatina mudahale etmemesi ve insanlarin kendileri ile barisik yasamalari. Turkiye de tanimadigimiz durumlar bunlar. Sokakta kendi kendine gulumseyerek ve yuksek sesle dinledigi muzige eslik ederek yuruyen insanlari gorunce nasil imreniyorum.
Alisik olmadigim icin, kiminle konusuyor ya da kime guluyor diye cevre bakinipta kimseyi gormeyince olayin farkina variyorum.
Yeme icme konusunda damak tadlari bize cok yakin sayilir. Butun yemeklerini yemek mumkun. Biraz yaglarinda koku var. Burda karsilastigim Turkiye'den gelen bazilari bu kokunun rahatsiz edici oldugunu
soylesede beni rahatsiz etmiyor. Rio'ya yolu dusecekleri restaurantlar, yeme icme yerleri ve fiyatlar hakkinda bilgilendirmek istiyorum. Sahildeki ana cadde uzerinde (bizim kordon gib) pek cok sira sira guzel restaurant bulmak mumkun ve buralari cogunlukla turistler kullaniyor. Fiyatlari ulke kosullarina gore oldukca pahali sayilir. Ortalama bir tabak et yemegi 30-40 Real arasinda. (30 YTL civari) Diger yiyecek ve icecekler de buna yakin. Tabii kaliteli sarap her yerde cok pahali. Avenida Atlantica isimli ana caddenin paralel arka yada bunlariu dik kesen sokaklarina giderseniz farkli alternatiflere rastlarsiniz.
Ana caddeye paralel buyuk caddelerde de guzel restaurantlar var tabi. Yalniz bu ulkede diger ulkelerde pek rastlanilmayan kilo ile satis yontemi var. Acik bufe yemeklerden istediginizi sectikten sonra tabaginizi tartirarak fiyatini oduyorsunuz. Buralarda 100 gram icin; 15 ile 35 Real .(1 Real = 1.80 USD)
arasi degisik fiyat secenekleri bulmak mumkun. Bazi restaurantlar islek olmayan saatlerde indirim uyguluyor. Bu tip yerlerin bir kismi ise acik bufe uygulamasi sunuyor. Ne yersen ye fix fiyat oduyorsun. saatlerine ve/veya yerlerine gore 15-30 Real arasinda degisen fiyatlar soz konusu.
Bir de bunlarin disinda turistlerin pek gelmedigi daha cok yerli halkin tercih ettigi ayak ustu ya da basit tabureler veya plastik masa sandalyelerde yenilip icilen mekanlar var. Bildigimiz etli, tavuklu, siyah kuru fasulyeli, pilavli, yiyeceklerin yanisira tuzlular, borek-corek, icli kofteye benzer daha bir cok degisik urunun satildigi yerler. Pek cogunda bira ve taze meyve sulari satiliyor. Gunun her saati ozellikle aksam ustleri tika basa doluyor. Oturarak yada ayakta ickilarini iciyor bazen calinan muzik esliginde dans ediyor Rio lular. Bir 'Carioca' (Rio'lu) olarak ben de ara ara buralari tercih ediyorum. Zira buradakiler bir kelime bile ingilize bilmeyen gercek halkten insanlar. Bir halk hakkinda esasli bilgilerin ogrenilecegi mekanlar buralar. Yabancilar genellikle korkuya kapilip uzak duruyorlar. Portekizcem biraz iyi olsa da bu insanlarin dertlerine, sevinclerine eslik etsem, onlarla sohbet edebilsem diye dusunuyorum hep.
Rio 20 Aralik 2007 Persembe
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder