Üç arkadaş 2010 yılı Mart başında Air France ile Paris üzerinden uçarak Dominik'in başkenti Santo Domingo havalalanına indiğimizde bizi gene okyanusun ılık rüzgarı karşılamıştı. Yaz-kış ılıman iklime sahip, her sokağından Baçata ve Merengi dans müzikleri fışkıran, plastik sandalyeli sokak tavernalarında durmaksızın dans edilen, bu şirin ve yoksul ülkeyi ve sıcacık insanlarını çok sevdik. Tekrar tekrar gitmek isteyeceğim ülkelerin başında gelir.
Küba'nın hemen altında, Haiti ile aynı adayı paylaşan Dominik, adanın doğusundaki Punta Cana şehri ile dünya turistlerinin ilgi odağı olmayı sürdürüyor. Bizim Antalya'daki tatil köylerine benzer "herşey dahil sistemi" ile otellere gelen turistler ülkeyi tanımadan, halkla karşılaşmadan, deniz-kum -gümeş üçlemesi eşliğinde tatillerini tamamlayıp ülkelerine dönüyorlar. Bu bizim gezi anlayışına uymadığı için sırt çantamızla birlikte düştük yollara. Kaldığımız bir hafta için araç kiralama avantajını da kullanarak neredeyse tüm ülkeyi gezdik, insanlarla konuşup kaynaştık, birlikte danslar ettik. Ve mutlu mutlu döndük.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder